Vatandaşın arazisiyle yapılan ve “Bedesten” adı verilen bu yapının mimarı Nihat Şen, projesiyle tam bir fiyaskoya imza attı. Hiçbir şekilde havalandırması olmayan AVM'nin camları tek cam ve açılmıyor, içeride nefes almak imkânsız hale geliyor. Yaz aylarında içerideki sıcaklık ve havasızlık esnafı canından bezdiriyor. Asansörler ya çalışmıyor ya da sürekli arıza veriyor. İçeride esnaflar kendi işyerlerine zar zor klima takmalarına rağmen klima yetersiz kalıyor ortak alanlar koridorlar adeta saunadan farksız kalıyor.
AVM’nin mimari tasarımını yapan Nihat Şen, “modern” bir yapı ortaya koyduğunu iddia etse de, ortaya çıkan bina Ünyelinin gündelik ihtiyaçlarına ve bölgenin iklimine tamamen aykırı. Camlar açılmıyor, hava sirkülasyonu yok. Adeta betonarme bir seraya dönüştürülen yapıda çalışmak tam bir işkenceye dönüşmüş durumda.
Esnaf artık açık açık konuşuyor: “Hilmi Güler bu binayı Ünye’ye değil, kendisine yaptı. Ne mimar işten anlıyor, ne başkan denetliyor. Kışın buz gibi, yazın fırın gibi... Burada yaşamak değil, ölmemek başarı!.. Vatandaş değil, adeta mahkum gibi çalışıyoruz içeride… ”
DÜKKÂN SAHİPLERİ MAĞDUR, YATIRIMLAR ELDE KALDI!
Bedesten’de iş yeri sahibi olan vatandaşlar ise daha da büyük bir çıkmazda. Yatırım amacıyla aldıkları dükkânları kiraya veremiyorlar. Çünkü bu bina, esnaf için tam bir “müşteri tuzağı”. Ne içeride durmak mümkün, ne de gelen müşteri birkaç dakikadan fazla kalabiliyor. Bu ortamı gören kiracılar ya teklif bile vermiyor ya da bir ay sonra “Hakkınızı helal edin” diyerek kaçıyor.
“Dükkânı alırken hayal sattılar, şimdi içi boş bina elimizde kaldı!” diyen mülk sahipleri, hem ekonomik hem psikolojik çöküntü yaşıyor.
GİREN KAÇIYOR, KALAN PERİŞAN!
İçeride bir şekilde iş yapmaya çalışan az sayıda esnaf da daha fazla dayanamayarak Bedesten’den birer birer çıkıyor. Kimisi iflasın eşiğine geliyor, kimisi başka bir yere taşınıyor. Bu binaya giren pişman, kalan da hasta oluyor. Ne bir çözüm var, ne de muhatap.
Nihat Şen Nerede İşe Bulaşsa, Orada Felaket!
Binanın mimarı Nihat Şen, daha önce yaptığı birçok projede olduğu gibi Bedesten’de de eline yüzüne bulaştırdı. Görünüşe oynayan ama işlevsellikten nasibini almamış yapılar, onun alametifarikası haline gelmiş durumda. Nereye el atsa orada sorun, hangi projeye girse şikâyet yağıyor.
Mimar değil adeta halk düşmanı bir proje tüccarı gibi çalışıyor! Esnaf “Biz burada nefes alamıyoruz, bu adam hâlâ televizyonlarda ‘şunu yaptım, bunu çizdim’ diye dolaşıyor” diyerek öfkesini gizlemiyor.
Hilmi Güler'e Sert Tepki: "Bizi Bu Binaya Mahkûm Ettiniz!"
Tepkiler sadece mimara değil. Projeyi sahiplenen ve halkın tepkisini görmezden gelen Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler de eleştirilerin hedefinde. “Milletin arsasını alıp üzerine çöktünüz, üstüne bir de halkı mağdur ettiniz” diyen vatandaşlar, Güler’i halktan kopuklukla, denetimsizlikle ve sorumsuzlukla suçluyor.
SON SÖZ:
Ünyeli’nin arsasına yapılan bina, Ünyeli’nin mezarına dönüştü. İçerideki esnaf iş yapamıyor, mülk sahipleri zarar ediyor, mimar ekranlarda boy gösteriyor, belediye başkanı ise koltuğunda rahat oturuyor. Bu ne mimarlık, ne yöneticilik... Bu tam anlamıyla bir halkla alay etme meselesidir.
ÜNYE MEDYA