Artık ticarethaneler bile “Anne yemekleri” diye tanıtırlar kendilerini. Ana yemeği mühimdir. Tadı bir başkadır ana yemeklerinin. En değme aşçılar bile tutturamaz o kıvamı.
Son zamanlarda televizyonlarda yapılan yemek yarışmaları sonunda anlaşılmıştır ki; yemek yapmasını bilmeyen kişiler yarışmaya davet edilmiş. Hiçbir yarışmacı yemek yapmasını beceremiyor.
Nereden mi biliyorum?
Yemekler puanlanırken on üzerinden 3 veya 4 puan ancak alan yemeklerden.
Puan verenler ise hepsi de yemekten anladığını söylüyor. Demek ki o gün yemeği kim yapıyorsa beceremiyor.
Siz hiç on üzerinden on alan yarışmacı gördünüz mü?
Bırakın onu 8 veya 9 puan alan yarışmacılar bile zemheri sineği kadar. Yani yok denecek kadar az.
Öyleyse yarışmacılar yemek yapmaktan anlamıyor.
Üstelik beş kişinin katıldığı yarışmalarda yemekleri dört kişi aynı anda beğenmiyorlar. Programı seyredenler “İyi ki evde yemek yiyoruz. Ya bunların yaptığını yesek ne olurdu?” dediklerini duyar gibi oluyorum.
Uzun yıllar süren bu yarışma sonucu halâ yemek yapmasını öğrenen olmadı. Verilen puanlar hep aynı düşüklükte.
Sakın kimse puan verenler “Beni geçmesinler” diye bilerek az puan veriyorsa durum vahim. Buna puanlama denmez ahlaksızlık denir…
Sizi gidi damağı bozuklar sizi…
Şu yemeği yapmasını öğrenin biraz! Yemek yapmasını öğrenemezseniz puan vermesini öğrenin!
Nasıl mı öğrenilir?
Ahlaklı olarak…